Doğuştan Kalp Deliklerinin Ameliyatsız Yöntemlerle Kapatılması

Prof. Dr. Ali Metin Esen

Doğuştan Kalp Deliği Nedir?

Doğuştan kalp deliği, bebeğin doğumundan itibaren kalpte oluşan bir anormalliktir. Normalde kalp duvarları sıkıca birleşir ve kanın doğru yönde akmasını sağlar. Ancak, doğuştan gelen bazı faktörler veya genetik yatkınlıklar nedeniyle kalp duvarında delikler meydana gelebilir.

Doğuştan kalp delikleri genellikle bebeğin kalp gelişimi sırasında meydana gelir. Farklı türlerde kalp delikleri olabilir ve bunlar genellikle şu şekilde sınıflandırılır:

Atriyal Septal Defekt (ASD): Bu durumda, kalp duvarında atriyumlar arasında bir delik bulunur. Atriyumlar, kalbin üst iki odacığıdır. ASD, oksijenli kanın sol atriumdan sağ atriuma geçmesine neden olabilir.

Ventriküler Septal Defekt (VSD): Bu durumda, sol ve sağ ventriküller arasında bir delik bulunur. Ventriküller, kalbin alt iki odacığıdır. VSD, oksijenli kanın sol ventrikülden sağ ventriküle geçmesine ve karışmasına neden olabilir.

Patent Duktus Arteriyozus (PDA): Normalde bebeğin anne karnındayken akciğerlerini kullanması gerekmez. Bu nedenle, akciğerlere giden arterlerden biri olan duktus arteriyozus genellikle açık kalır. Ancak, doğumdan sonra bu duktusun kapanması gerekmektedir. PDA durumunda, duktus arteriyozus kapanmaz ve oksijenli kanın akciğerlere doğru akışını etkileyebilir.

Bu delikler, normal kan akışını etkileyebilir ve kalbin pompalama fonksiyonunu etkileyebilir. Deliklerin boyutu ve konumu, semptomların şiddetini belirler. Bazı küçük delikler hiçbir semptoma neden olmazken, büyük delikler kalbin yeterli oksijenli kan pompalayamamasına ve semptomlara yol açabilir.

Doğuştan kalp delikleri genellikle doğumda veya çocuklukta fark edilir. Semptomlar arasında nefes darlığı, hızlı solunum, yetersiz kilo alımı, yorgunluk, çarpıntı ve siyanoz (ciltte veya dudaklarda mavi renklenme) bulunabilir. Bununla birlikte, bazı hafif deliklerde semptomlar belirgin olmayabilir ve delikler tesadüfen başka bir nedenle yapılan testler sırasında tespit edilebilir.

Doğuştan kalp delikleri genellikle tedavi gerektirir. Tedavi seçenekleri arasında ameliyatla deliklerin kapatılması veya ameliyatsız yöntemlerle tedavi yer alır. Deliğin boyutu, konumu ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak uygun tedavi yöntemi belirlenir.

 

Doğuştan Kalp Deliği Tedavi Yöntemleri

Doğuştan kalp delikleri tedavi gerektiren durumlar olup, tedavi yöntemi deliğin büyüklüğüne, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Geleneksel olarak, kalp delikleri ameliyatla kapatılırken günümüzde ameliyatsız yöntemler de tercih edilmektedir.

Geleneksel Ameliyat Yöntemi:

Birçok doğuştan kalp deliği, cerrahi müdahale ile kapatılabilir. Bu yöntem genellikle büyük deliklerde veya ameliyatsız yöntemlerin uygulanamadığı durumlarda tercih edilir. Ameliyat sırasında, göğüs kemiği açılır ve kalp üzerindeki delik kapatılır. Bu işlem genellikle kalp-bypass (kalp-damar dolaşımı) gerektirir ve genel anestezi altında gerçekleştirilir. Hastanın iyileşme süreci ve hastanede kalma süresi operasyonun karmaşıklığına ve hastanın durumuna bağlı olarak değişebilir.

Ameliyatsız Yöntemler:

Son yıllarda, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ameliyatsız yöntemler kalp deliklerinin tedavisinde de tercih edilmeye başlanmıştır. Bu yöntemler minimal invazivlikleri ve kısa iyileşme süreleri nedeniyle birçok hasta için daha cazip hale gelmiştir. İşte bazı ameliyatsız tedavi yöntemleri:

Perkütan Yöntemler: Bu yöntemlerde, deliği kapatmak için kalbe giriş yapılması gerekmez. Genellikle bir kateter (uzun, ince bir tüp) kullanılarak deliğin kapatılması sağlanır. Kateter, genellikle kasık bölgesinden veya kola yerleştirilir ve kalbe doğru yönlendirilir. Ardından, deliği kapatmak için bir cihaz veya kapak yerleştirilir. Bu yöntemlerin bir avantajı, ameliyat gerektirmemeleri ve hastaların daha hızlı iyileşme süreci geçirmeleridir.

Cihaz Kullanımı: Bazı durumlarda, kalp deliği kapatmak için özel olarak tasarlanmış cihazlar kullanılır. Bu cihazlar genellikle perkütan yöntemle uygulanır. Cihazlar, deliğin üzerini kapatmak veya tıkanıklığı düzeltmek için kullanılır. Cihazlar, kalp deliğinin boyutuna ve konumuna göre seçilir ve yerleştirilir.

Ameliyatsız yöntemlerin tercih edilmesi hastalar için birçok avantaj sunar. Bunlar arasında daha az invazivlik, daha kısa hastanede kalma süresi, daha az ağrı ve hızlı iyileşme süreci sayılabilir. Ancak, her hasta için uygun tedavi yöntemi  Prof. Dr. Ali Metin Esen tarafından belirlenir. Deliğin büyüklüğü, konumu, hastanın genel sağlık durumu ve diğer faktörler dikkate alınarak en uygun tedavi planı oluşturulur.

 

Kalpte Delik Kendiliğinden Kapanır mı?

Evet, bazı durumlarda küçük kalp delikleri kendiliğinden kapanabilir. Özellikle atriyal septal defekt (ASD) ve patent duktus arteriyozus (PDA) gibi bazı doğuştan kalp delikleri, çocuğun büyümesi ve gelişimiyle birlikte zamanla kapanabilir.

Bu tür deliklerde, çocuğun büyümesiyle birlikte kalp dokusu büyür ve delik kendi kendine daralır veya kapanır. Özellikle küçük boyuttaki deliklerde, çocuğun 2-5 yaşları arasında deliğin kendiliğinden kapanma olasılığı yüksektir. Ancak, her çocukta deliğin kendiliğinden kapanması garantili değildir ve bazı durumlarda tedavi gerekebilir.

Prof. Dr. Ali Metin Esen deliğin kendiliğinden kapanıp kapanmadığını değerlendirmek için çocuğun büyümesini ve gelişimini düzenli olarak takip eder. Bu takip sürecinde, çocuğun kalp muayeneleri yapılır ve ekokardiyografi gibi görüntüleme testleri kullanılır. Bu testler, deliğin boyutunu, kan akışını ve kalp fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılır.

Eğer delik küçük ise, çocuk semptomsuz ise ve kalp fonksiyonları normal ise, doktorlar genellikle izlemeye devam eder. Ancak, delik büyükse, semptomlar mevcutsa veya kalp fonksiyonları etkileniyorsa, tedavi gerekebilir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale veya ameliyatsız yöntemlerle deliğin kapatılması yer alır.

Özetlemek gerekirse, bazı küçük kalp delikleri çocuğun büyümesiyle kendiliğinden kapanabilir. Ancak, her durum kendine özgüdür ve Prof. Dr. Ali Metin Esen tavsiyeleri doğrultusunda düzenli takip edilmesi önemlidir. Prof. Dr. Ali Metin Esen deliğin boyutunu, semptomları ve çocuğun genel sağlık durumunu değerlendirerek en uygun tedavi planını belirleyecektir.

 

Ameliyatsız Kalp Deliği Kapatma Yöntemleri

Ameliyatsız yöntemlerle kalp deliği kapatma teknikleri, minimal invazivlikleri ve hızlı iyileşme süreleri nedeniyle tercih edilen tedavi seçenekleri haline gelmiştir. İşte ameliyatsız kalp deliği kapatma yöntemlerinden bazıları:

Perkütan Yöntemler:

Perkütan yöntemler, kalbe doğrudan giriş yapmadan ve göğüs kemiği açılmadan deliğin kapatılmasını sağlar. Genellikle aşağıdaki adımları içerir:

Transkateter Atrial Septal Defekt (ASD) Kapatma: ASD, kalpteki atriyal septumda (kulakçıklar arasında) bir delik olduğu durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Kateter (uzun, ince bir tüp), genellikle kasık bölgesinden veya kola yerleştirilir ve kalbe doğru yönlendirilir. Ardından, deliği kapatmak için özel bir cihaz (genellikle bir kapak veya tamir edici bir cihaz) yerleştirilir. Cihaz, deliği tamamen kapatır ve normal kan akışını sağlar.

Transkateter Patent Duktus Arteriyozus (PDA) Kapatma: PDA, kalpteki duktus arteriyozus adı verilen bir damarın açık kaldığı durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Kateter, genellikle kasık bölgesinden veya kola yerleştirilir ve duktus arteriyozus’a doğru yönlendirilir. Daha sonra, özel bir cihaz (genellikle bir kapak veya bobin) kullanılarak duktus arteriyozus kapatılır. Bu, normal kan akışını geri döndürür ve kalp fonksiyonlarını iyileştirir.

Cihaz Kullanımı:

Ameliyatsız kalp deliği kapatma yöntemlerinde özel olarak tasarlanmış cihazlar kullanılır. Bu cihazlar genellikle perkütan yöntemlerle uygulanır ve deliği kapatmak veya tıkanıklığı düzeltmek için kullanılır. Örnek olarak, oklüzyon cihazları, deliğin üzerini kapatarak deliği kapatırken, coil (spiral) cihazları ise deliği tıkar. Bu cihazlar, deliğin boyutuna ve konumuna göre seçilir ve perkütan yöntemle kalbe yerleştirilir.

Ameliyatsız kalp deliği kapatma yöntemleri, geleneksel ameliyat yöntemlerine kıyasla birçok avantaj sunar. Bunlar arasında daha az invazivlik, daha kısa hastanede kalma süresi, daha hızlı iyileşme süreci ve daha az komplikasyon riski bulunur. Ancak, her hasta için uygun tedavi yöntemi, deliğin büyüklüğü, konumu, hastanın genel sağlık durumu ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak doktor tarafından belirlenir.

 

İstanbul, Şişli’de Kalp Deliği Tedavisi: Prof. Dr. Ali Metin Esen

İstanbul, Şişli’de bulunan Prof. Dr. Ali Metin Esen, kalp deliği tedavisi konusunda uzmanlaşmış bir kardiyologdur. İleri teknolojiye sahip tıbbi cihazlar ve modern tedavi yöntemleriyle hastaların kalp deliklerini ameliyatsız olarak kapatmaktadır. Prof. Dr. Ali Metin Esen, kalp deliği tedavisinde geniş deneyime sahip bir uzmandır.